Beynimdeki KARA LEKE-Yazı DİZİSİ
  Hayata Elveda Derken..
 

                         HAYATA  ELVEDA  DERKEN....

 

   Az önce içeri güzel bir hemşire ve yanında bir adam girdi.Hemşirenin o masum bakışları ve güzel yüzü beni hayata bağlayan önemli anlardan biriydi.Ben Nizamettin..Hayata çoktan küsmüş,dışarıdaki o neşeli hayatı bir kenara bırakıp kendimi hastahanenin herhangi bir odasında kalıyor ve penceremden dışarıda loş ışık altında ikili bir çekişmeyi izliyordum.Bunlar baba ve oğula benziyorlardı.Yakın arkadaşım Fikret,bana dışarıda görülen manzarayı içime bir nefsi huzurla dolması için güzel şeyler anlatarak yorumluyordu.Ben çok hastaydım   en azından doktorların tıbbi olarak yaşamsal faaliyetimi kaybetttiğimi  ve az ömrüm kaldığını bana iyi birşekilde anlatsalarda içim acıyor,sanki ciğerlerim adeta volkan patlarcasına yanıyordu.Ben öyle hissediyordum bu benim hakikaten son anlarımdı diyebilirim.Fikret benim yakın dostum tek sırdaşım beni böyle görmesi onun içinde kolay değildi.O koca gri şapkası,üzerine giydiği yine gri pardösü ve altına yine aynı renk bir pantolon ve çamurlanmış bir çift ayakkabı ile o buruşuk bir yüzle bana bakması bana o son anlarımda öyle iyi geliyordu ki anlatamam.İnsanın geride bir sevdiği bırakması ne kadar güzeldi.Benimde yüzüm ondan farksız  değildi hani..Bende zayıftım,çelimsizdim ve kimi zaman yaşlı gözlerle uzaklara giden sıradan bir insandım.Fikret boynundaki şalı ve sonrada pardösüsünü çıkardı yanıma oturdu benim birazdan ona anlatacaklarımı dinlemeye hazır birşekilde bana baktı.’Su dedim!’Bana bir bardak su vermesini rica ettim.Su bardağını elimde sımsıkı tutuyor ve onun yeşil gözlerinde kayboluyordum.Ona yakın zamanda anlatabileceğim öyle çok anı vardı ki..Öğretmenlik yıllarımdan bahsediyordum.

   Öğretmenliğimin son yıllarında beni öylesine etkileyen bir olay vardı.Bir sonbahardı yapraklar dökülüyor ve yağmur ağırdan yağmaya başlıyordu.

Okul çıkışı eve gitmeden kahvedeki kimisi esnaf,kimisi memuriyetini benim gibi bekleyenlerden olan öğretmenler ve diğer memur arkadaşlarla arada bir görüşüyorduk.Yağmur hızlanıyordu ben şemsiyemi yokladım ve kapının açıldığını farkettim.Gençler sırılsıklam olmuş titriyorlardı.İnsan canlısı birisi olduğum için onları yanıma çağırdım.Birisi muhasebe ve diğeri işletme okuyan iki delikanlıydı.Bana tuhaf birşekilde baktılar.Biri evin geçiminden diğeride kardeşlerinden şikayet ediyordu.Hepsini dinledikten sonra onlara onların deyişleriyle vaaz vermeye başladım.’Ben çok varlıklı bir aileden geliyordum.Çocukların titrediğini görünce kahveciye üç çay dedim ve ekledim siz şimdi ailesinden dert yanan sıradan öğrencileri bana hatırlatıyorsunuz.En çok bu zoruma gitmişti bende bir babaydım ama hekes gibi değil.Oğlumla,baba oğul ilişkisini bir kenara bırakıp iyi bir ikili görünüyorduk.Arkadaş gibi...Bu son ‘duk’ sözü ilgilerini çekmiş olmalı ki beni can kulağıyla dinlemeye başladılar.Hayat hikayemi aslında orada bulunan herkes biliyordu.Oğlumla yaşayış tarzımızı ve sonu hazinle biten hikayemizi..Ona çok düşkün olduğumu çocuklara her defasında anlatıyordum onu hala sevdiğimide..Tek çocuk olmanın özelliğimidir yoksa şımarıklığımıdır bilmem ama ona yaptıklarımdan bende sorumluyum.Gençler iyiden iyiye heyecanlanmıştılar peki ne olmuştu?Sizi bu duruma düşüren neden neydi?İşte bu sorulara cevap vermek çocuklardan sınav sonrası almak istediğim sorulardan daha beterdi.Oğlumu bir süre sonra para hırsı büyülemişti.Eskisi gibi değildi ve eski yakışıklılığını kaybetmişti.Her geçen  gün kumar ve içki onuda bitirmişti.Şimdi ondan çok uzaktayım dedi ve soğumakta olan çayından bir yudum daha aldı.O annesiyle kalıyor siz geçim derdi,sıkıntı diyorsunuz ben size kendi hikayemden bahsettim ama umarım birşeyler anlamışınızdır.Adam oturmakta olan iskemlesini masanın altına iliştirdi ve sonra çocuklara bir çay daha söyledi.Soğuk ve rüzgarla karışık yağmurlu havada yürüdü.’

    Fikret arkadaşına gözleri dolu bir şekilde baktı.Peki seni buraya getiren neden nedir?Diye sordu.

    Nizamettin bey,o çocuklar ertesi sabah beni yolun üst tarafında buldular.Üstüm başım dağınık bir halde yerde yatıyor yağmurun altında olan biteni anlamaya çalışıyordum.Meğer kalbim kısa süreliğine durmuş çocuklar beni görünce onlara anlattığımdan çok şey çıkarmışlar.Zaten beni burayada getiren onlar olmuştu.O zamandan beri ben buradayım ama seni beklemiyordum.Onlar arada  bir buraya uğruyorlar,hatta birisi var ki bu güzel hemşire ile evli.’Peki Fikret seni buraya hangi rüzgar attı?Benim ne kadar iyi dostum olsanda seni kısa sürede burada görmek çok ilginç doğrusu?Ve sonra boğazımdan tiksindirici öksürük geldi.’

     Yaşlı adam elinde duran suyu yudumladı ve Fikret’i dinlemeye başladı.

 ‘Oğlun dedi.Kısa bir süre önce hırsızlık yapmış,dediğin gibi kumar onu buralara kadar getirmiş.Çalmış..Çırpmış..’

    Bu anlatışı öyle zoruma gitmişti ki kafamda şimşekler çakıyordu.Ve konuşmasına devam etti ama o da bir bardak su içti hemde kana kana..

     ‘Üzülmeni hiç ama hiç istemem ama benden duymanı istedim.Oğlun içeridede iyi durmamış.Onu orada malesef öldürmüşler.’

     ‘Öldürmüşler ha!Biraz şaşkınlıktan sonra gözlerinde yaşlar birikti.Fikret’e sanki o öldürmüş gibi nefret duyuyor.Her defasında defol buradan diyordu.Titreyen ağzıyla o ölmüş diyordu.Fikret çıkarken güzel hemşireyi odaya çağırıyor ve donuk bir yüz ifadesiyle son kez arkadaşına bakıyordu ve hastahanenin koridorlarında yavaş yavaş yürüyordu.’

     

      Hemşire odaya girdiğinde ise ona yalnızca şu sözleri tekrar ediyordu.’Bazı anlar vardır ya hani herşeye sahip olduğumuzu sanarız hiç bir şey kaybetmeyiz ,işte şimdi o anlardan birisini yaşadım sahip olduğum şeylerden en güzelini kaybettim dedi.’Genç hemşire adamın solgun yüzüne baktı ve titreyen elindeki su bardağını yere düşürdüğünü gördü sonra hıçkıra hıçkıra ağladı.

                                                                                                        
                                                                                        Ergin AVCI

 

 
  Bugün 49 ziyaretçi (66 klik) kişi burdaydı! Ergin AVCI 2020@COPYRIGHT  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol