Beynimdeki KARA LEKE-Yazı DİZİSİ
  NURİ'YE
 

                                         
                                                     NURİ'YE

“Doktor Hakan Bey ile görüşmek istiyorum.”

 “Kimin geldiğini söyleyeyim.”

 “Siz bir şey söylemeyin.Ona sürpriz yapmak istiyorum.”

  

Avukat elindeki belgeleri,uzman psikoloğa uzattı.Belli ki yakınlıkları çok uzaktandı.”Değerli dostum dedi diğerine.Doktor ise çay içmeye vaktin var mı?Eskilerden konuşuruz,konuşmaya çok ihtiyacı olduğunu söyledi.

 Doktor çok nazik birisiydi.Özellikle hastalarına çok iyi davranıyor arada kendini tutamayıp eskiden yenemediği illet bir hastalığını tekrar anımsıyordu.

 “Ne günlerdi.”

 “Evet,öyleydi.”

“Hatırlar mısın bilmem ama ben çok iyi hatırlıyorum ve bazen bu hatırlamam doktor olduğum halde bana zarar veriyor.”

Avukat adam çayını yudumlarken güler yüzünü saklayamadı.”Evet.Şu eşcinsel muhabbeti.”

 “Peki neydi bu eşcinsel muhabbeti?”Avukat,arkadaşınla geçmişe şöyle bir yolculuk yaptı.

                                      ***                

 Yaşları,on sekiz ve yirmi arasında değişen bir gurup genç ilk ateşli yıllarında bir gençlik kulübü kurmaya çalışıyorlardı.Çok zor yıllardı ve kurulacak kulübün ilk şartı yapılacak olan ilk partide kızlarla yatmak olacaktı.Haylazlığın ve azgınlığın son derece artmış olduğu yıllarda,çevre sakinlerinden  evimizin dört metre ötesinde oturan Nuri isimli biri karşımıza çıkıverdi.Nuri hayatında daha önce ilişkiye girmemiş saf bir arkadaşımızdı.Sorunda kulüp girişinin en başında yer alıyordu.İstisnasız,kimse sevişmeden kulübe üye olamazdı.Dediğim gibi Nuri;saf,temiz ve biraz yumuşakça davranışlarla gerekse mizah anlatımıyla bizi kırıp geçiren bir insandı.Bize alındığı tek şey onu zorla bir kızla baş başa bırakmamız olmuştu.Utanıyordu,mizahı geniş birisini de kulübe üye etmek istiyorduk.Çünkü kızlar daha çok iyi espiri yapanlarla geziyorlardı.O alternatifsiz bizim kulübe katılmak mecburiyetindeydi ve bizde ona her koşulda birlikte olabileceği kızları seçiyorduk.”Uzun boylu,sarı saçlı ve mini etekli bir kıza ne dersin?”

“ Ben Allah derimde,Nuri bir şey demez.” 

 Biz günlerimizi bu çocukla harcarken o da kendini kadınların izlediği pembe dizilere merak sarmıştı.”Olmaz,hayır,istemiyorum.”

 Hatta bir gün evine sözde pazarlama yapmak için güzelce süslenmiş bir kız yolladık.Kız bağrına çağrına çıktığı kattan aşağıya indi.”Pis serseri.Malımı ucuz bulursun ha!”

 Yine yanılmıştık,meğerse kıza sattığı tavaların çok ucuz ve kalitesiz olduğunu anlatmış.Şimdi onu unutalı bir hayli zaman oldu ama onu görsem o yakışıklılığınla bile bugün de kız avına çıkabilirdik.

 Bir,iki,üç ve dört ay derken yaklaşık altı ayı doldurmuştu arkadaşlığımız.Onca ay boyunca bize hiç kızmayan Nuri,bir partide ona yapılan çok tatsız bir şaka sonunda bizi affetmedi ve bir daha bizimle konuşmadı.

 Doktor Hakan Beyin sözünü o andan sonra avukat İlhan bey devraldı.

Yanlışın var.Bize hiçbir şekilde kızmamıştı.Samet ve kuzeninin ona yaptığı şakanın içinde bizimde olduğumuzu düşünmüştü.”Peki ne olmuştu?”

 “Böyle bir şakayı kolay kaldırabilecek bir insan daha tanımıyorum.”

 “Sana yürekten katılıyorum İlhan.”

 Onu kızla daha rahat konuşması için bir odaya çıkardık.O sırada Samet ve kuzeni meyve sularının içinde biraz oynama yapmışlardı.Biz onları izliyorduk.

Samet,votka ve sert içkileri de meyve suyuna katınca işin çığrığından çoktan çıkacağı belliydi.İçki servisinden kısa süre sonra odadan çığlıklar ve bağrışmalar yükseliyordu.”Bu sefer oldu.”

 Yine hayal kırıklığı olmuştu.Kızı aşağılıyordu.”Seni ucuz,beş para etmez ve beyinsiz diye daha sayılamayacak kadar çok hakaret ediyordu.

 Bizde o günden sonra bir şeyi çok iyi öğrendik.Bu ısrarcılık pek iyi bir şey değilmiş.Arkadaşımıza ne kadar kötülük ettiğimizin farkında değilmişiz.

 İşte hayat,o günden sonra Nuri bizim yüzümüze bakmadı.Kızlarla dolaşmaya,gezmeye ve alış veriş yapmaya başladı.Bir gün okulun sert çocukları,Nuri’yi köşeye çekiverdiler.Biz de azda olsa ona yaptıklarımızı telafi etmek maksadında araya girdik.”Siz bu çocuğu sahipsiz mi sandınız?”

Keşke söylemeseydik.O gün benimle beraber dört kişi hastanelik olmuştu.Nuri’nin ise o bağırma ve çağırmada sadece kolu kırılmıştı.O korkuyla artık kız gibi davranıyordu.Kızların seslenişleri gibi kızlara sesleniyor,yakını olan kuzeni Saffet tarafından azarlanıyordu.Bu onun suçu değildi.Saffet’te bizimle ittifak kurmuştu.

Ona her gün Mario Puzo’nun Baba isimli kitabını okuyor.Dinlemediği zamanlarda Francis Ford COPPOLA’nın çektiği ve başrollerini Al Pacino ve Marlon Brando’nun “The Godfather”  filmini defalarca izletiyorduk.Biz her seferinde zevk alırken onun aklı yine kızlarla gideceği romantik komedi filmindeydi.Saffet:

 “Kendine gel kuzen!Yeter be bu ne hâl?”

 “Ne varmış kuzu halimde?”

 “Kuzu mu?Bu da,daha yeni mi bir sözcük.Hadi toparlanın büyücü Adem Dede’ye gidiyoruz.O bizi bu sıkıntıdan kurtarır.”

 Saffet’in ısrarcı tavrına karşı gelemedik.Nuri her geçen gün daha değişiyordu.Büyücü Adem Dede su tasına bakıp bize iki,üç tükürük atıp kendimize gelmemizi söylüyordu.

 “Şimdi sıkıntısı olan delikanlı bu mu?”

“Sayılabilir dedik.”

 “Vah vah dedi yaşlı adam,biri nazar değdirmiş bu yavrucuğa.”

“ Nereden çıktı şimdi bu bey amca!”

“Nereden senin amcan oluyorum bakayım.”

“Arkadaşımızı güzel vücutlu,sarı saçlı,mavi gözlü,sarı veya kırmızı bikini giyen arkadaşlarımla tanıştırdım.Dede Rusya’yı ayağına getirsen yok.Bir hareketlilik,bir kıpırtı yok.”

Dede biraz düşündükten hemen sonra:

 “Aynı Rusya’yı benim ayağıma getirebilir misin?”

Hakan güldü.Saffet ayağa kalktı.”Yazıklar olsun.Tüh!Saçından sakalından utan be amca.O kızlar nerede,sen neredesin.”

 “Deli deli konuşup benim canımı sıkma.İnsanlık öldü mü?”

 “Çıkalım Hakan yoksa ben  bu adamı boğazlayacağım.”

                                   ***

 Hocanın da sonunda bize fayda sağlamadığını gördük.Bir gün biyoloji dersinde,

Dersin öğretmeni arkadaşımıza Nuriye diyerek seslendi.Bu ona göre bir takma isimdi.Başlarında çok eğlenceliydi fakat bir gün..

 “Sus İlhan anlatma!Yeter bu kadar.Öyle canım yanıyor ki.”

 “Ama Nuri’nin öldüğü gerçeğini değiştirmez.”

 Sınıfın ve sonra okulun alay konusu haline gelen Nuri,artık kendisine yapılan bu şakaları hazmedemiyordu.Tamam,kızların hoşuna gitmiyor değildi.Zaten arkadaşlarla toplaşıp kurulan kulübü içimizde yıkmaya karar vermiştik ama olmamalıydı.Nuri ölmemeliydi,o bize daha çok gerekliydi.Onunla kız avına çıkacak eve geldiğimizde BABA filmini izleyecektik.Üzgündük bu olaydan sonra hemen hemen herkes onun kabrini ziyarete gitti.

 Bize bıraktığı tek şey bir defterdi.Aslında her şeyin farkında olduğunu sadece rol yaptığını,insanın alışkanlıklarına kendini kaptırdığını yazıyordu.Kağıtta yazdığı kutunun içerisinde bir cd vardı.Bu cdyi izleyen herkes bizde dahil olmak üzere utancımızdan bir birimizin yüzüne bakamaz olmuştuk.O cd de kendisinin,bir kızla uygunsuz görüntüsü olduğu gerçeği vardı.O aslında bizim kulübümüzün  ilk kurucusuymuş ve biz bunun farkında hiç olmamışız.

  İnsan bazen bilmeden sevdiklerine  zarar verebiliyormuş.İlhan ve Hakan bir birine sıkıca sarıldı.Hakan:

 -Hâlâ olmuyor mu?

 İlhan:

 -Ya senin.

 -Olursa ilk müjdeli haberi sana vereceğim ama olmuyor.

 -Düşünüyorum da tek mantıklı açıklama bana bu geliyor.Ama inanmak bile istemiyorum.

 -Dedeye mi gitsek?

 -Şaka yapıyor olmalısın.Karılarımızı görmek isterse ne olacak?

 -Haklısın.O sapık adam  ister mi ister?

 İki adam böylelikle yaptıkları hatayı tekrar tekrar düşündüler.Çocuklarının olmamasının sebebinin Nuri hakkındaki gerçeğe dayalı olduğunu buldular ama akıllarında bir soru daha vardı.Hakan:

 “Nuri bize yalan atmamıştı?”

 “Nereden biliyorsun?”

 “Onun yazdığı defteri ben geçenlerde tekrar buldum ve okudum.”

“Farklı ne bulduğunu sorabilir miyim?”

 “Baba filmini bir kere değil sekiz kere izlemiş,o pazarlamacı kızı da öğrendim ki olaydan kısa bir süre sonra kürtaja baş vurduğunu söylemiş.

“Şaka yapıyorsun.”

 “Hayır,gayet ciddiyim.”

“O zaman elimizde ki bardağı Nuri’nin şerefine kaldıralım.”

 “Unutulmayana.Nuri’ye.”

 

 İki adam yeşil çınarın altında çaylarını tekrar yudumladılar ve o gün orada bir daha bu olayı hiç açmayacaklarına dair kendilerine söz verdiler.

“Bir kez daha Nuri’ye..”

 

                                                                               Ergin AVCI

 

 

 

 

 
  Bugün 35 ziyaretçi (48 klik) kişi burdaydı! Ergin AVCI 2020@COPYRIGHT  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol