Beynimdeki KARA LEKE-Yazı DİZİSİ
  1.Bölüm
 

                                    1.BÖLÜM

Sevgilim,canım öylesine çok yanıyor ki;kafamdaki tümör bile bana her defasında seni,yalnızca seni hatırlatıyor..Seni seviyorum...’

Ben ölmeyi çoktan kabullendim..Sensizlik inan kolay olmayacak;beynimdeki tümör hızla yayılıyor.Bir örümcek ağı gibi..Yarimin hasretine katlanmak zor olacak,elbet birgün buluşacağız.O günü ben sabırsızlıkla bekliyor olacağım.Benim hayatımda ki tek tümörüm..Esra mı daha fazla görmek için neleri göze almazdım ki..’

                               ***                                                                                  

 

 Az önce odadan doktor Naz hanım çıkıverdi. Belli ki çok acil bir işi vardı.Ne de olsa o bir cerrahtı.Diğer meslektaşları ile hastahanede kalan Ergin isimli gencin durumunu konuşuyorlardı.Genç bir cerrah Ergin AVCI’nın yazarın değimiyle hastalık hastası olduğunu dile getirdi.Naz Hanım bu teoriyi incelediğinde hakikaten Ergin’in çeşitli problemleri olduğunu çıkardı.Aynı genç cerrah,hastanın odasında tam iki gün geçirdiğini ve ona anlattığı çeşitli olayları yaşamış gibi anlattığını söyledi.Toplantı masasında ikisi Doçent olmak üzere beş hekim bulunmaktaydı.Öncelikle Epilepsi üzerinde yoğun bir şekilde duruldu.Sonraları hastanın kafasında oluşacak bir tümör üzerinede değinildi.Bir cerrah onun piskiyatri bölümde kontrol altına alınmasını dile getirdi.’Olanaksız!’Yanıtını alan cerrahta elinde bulunan bütün dosyaları paylaşmaya hazırlandı.O deli değil dedi,beyninde oluşan çeşitli olayları kendinde halüsilasyon olarak görüyor,onlara şekil verdiğini bana söylüyordu.Biraz mola dedi Naz Hanım.On beş dakika sonra hastalığı gözden geçireceğiz..On beş dakika sonunda hemşire Emine Hanım,Ergin-

İn odasından bilgi getirdi.Halüsilasyon dediği cerrah ayağıya kalktı.Hastanın ağzından ve burnundan kan geldiğini görünce durumu Naz Hocasına bildirdi.Size anlatmak istediğimde bununla ilgiliydi.Hasta kendi anlattıklarına inanmak için burnunun kanamasını bekliyor,bu tümörün bir parçasıdır.

 Naz Hanım:

  -Ona göre değil ama..

  -Size katılıyorum efendim.hastalığı benimsemiş.Öleceğini biliyor,anlattıkları kendini avutmak içindir.

  -Elbette.Dosyayı kapıyorum.Ergin AVCI,belki bir ya da iki ay sonra ölecek.Ne istiyorsa yapın.Bu konu hakkında bir daha yorum yapmayın!’

  -Peki Naz Hanım.

 Naz Hanım:

  -Çok genç.Kendimi ilk defa böylesine çaresiz hissediyorum.

  Odanın kapısını kapadı.Ergin’i görmek için odasına gitti.

  -Benden istediğin bir şey var mı Ergin?

  Ergin:

  -Kalem,bir de kağıt.Yazı yazmak istiyorum.

   Ergin kendine baktı.Değişimi hissediyordu.Kulaklarında yalnızca hastahaneden sesler geliyordu.’Eğer herşeyi değiştirebilirsem.Belki hastalığımda geçebilir’dedi.

On yıl öncesini hatırladı.. 

     On sene önce......

  Tekirdağ,Türkiye’nin en güzel illerinden birisidir.Sessiz ve sakin bir havaya sahip güzel şehir.Avcı ailesi için gün yeni başlıyordu.Orhan AVCI evin babasıydı ardından Ersin AVCI yani küçük oğlu geliyordu.Ve evin çocuklarıda olması kaçınılmazdı.Yusuf ve Ergin kardeşler iyi görünselerde pek iyi geçindikleri yoktu.Ergin yerinde duramayan zıpır,Yusuf’sa kardeşine zıt, geçim sağlayabilen biriydi ve bu huy daima böyle sürecekti.Orhan bey ev halkına seslendi akşama yakınlarının bir düğünü olacaktı.Araba aracılığı ile geçte olsa düğüne vardılar. O nasıl bir yerdi; herkes içiyor,deli gibi eğleniyordu.Ersin bey devlet dairesinde çalışan sıradan bir memur ifadesi takınsada, eğlencesi ve içkisi ona sorun yaşatmıyordu. Bir korna sesi duyuldu evin hanımı yani Nesrin hanımın ağabeyi ve babasıda düğüne katıldılar.Ergin uzaktan olanları şaşkınlıkla izliyordu.Kardeşinin yanına gitti ve:

 -Yusuf baksana nasıl eğleniyorlar.

 -Benim uykum geldi,gidelim

 -Dur annem geliyor.Nesrin hanım çocuklarına birşeyler sorduktan sonra eşine baktı öyle olmalı ki baba Yusufu kucağına aldı Ergin ise yürüyordu.Aynı arabada Ergin ve Yusuf’la beraber dayısı,Orhan dedesi,babası ve yakın bir arkadaşıda birlikteydiler.Yol uzundu sonra benzinde bitmek üzereydi duralım sözlerini askıya alan Ersin bey hızla viraja girdi karşısında bir kamyon vardı ve olan olmuştu.Çocuklar ve baba kurtarıldı ama diğerleri çoktan ölmüşlerdi.Ergin kazada ağır yaralanmamıştı ama onu bekleyen bir sıkıntıyı ortaya çıkardı hiçbirşey hatırlamıyordu.Bu yüzden bir çok doktora başvuruldu doktorlar hep onun hafızasını iyi bir sekilde  kullanması için yazılar yazmasını istediler bu notta olabilirdi.Ergin’in ilk yazıları kaza anıyla başladı.’Durmasını söyledik ama çok hızlıydı aldığı alkolde eklenince bu kaza kaçınılmazdı,dayımın ısrarcı tavrına karşılık babam arabayı kendisi kullanmıştı.Herkes cenaze töreninde babama kin duyarmış gibi bakıyorlardı ve özellikle Dedem,annemin babası.....

  Baba cezaevine girip çıktıktan sonra hayatına devam etti.Aldığı alkol artık daha fazlaydı evin tadı tuzu kaybolmuştu.Yusuf  ve Ergin kardeşler büyümüşlerdi.Hatta Ergin aşık olmuştu o ilk bakışmalar sonra gizli kaçamaklar ve bunun dışında yine hatırlamama problemi,gencin yaşamı boyunca tek derdi olarak karşına çıkabilirdi ama o ağabeyi Yusuf’un izinde yürümeyecek kadar zekiydi.Yusuf ne olduğu bilinmeyen işlere bulaşmış çevreye korku saçan bir suçlu olmuştu.Bunun sebebi aile fertlerini kaybetmiş olması ve babasının baskılı bir yaşam sürdürmüş olmasıydı.Tam bu olan bitenlerin arasında bir kız ortaya çıkıverdi siyah saçlı güzel ve çok iyi kalbi olan bir kızdı kısacası sevdiğim kız onunla iyi kötü iki sene geçirmiştim.İki yıl hiç hafıza kaybı yoktu sonraları tekrar artmaya başladı gözümü açtığımda kazayı hatırlıyordum.Esra beni herzaman bu kabustan uyandırıyordu onun dizinde uyumak dünyanın en güzel duygusuydu.Esra biraz alaycı gülümsemesiyle bana baktı sonra ona anlattığım kazayı soğuk kanla dinledi.O çok iyi bir dinleyici ve çok ama çok zeki bir kızdı.Esra onun tek arkadaşı değildi mahalleden Umut ve Onur isimli iki arkadaşıda vardı.Umut daha iri kıyım bir gençti.Onur daha alçak boyluydu ama oldukça zeki ve kurnazdı.Günlerden pazartesiydi ve ben bize hiç kızlarını yani kuzenlerimi göstermeyen amcamın yanına gidiyordum.O akıl hastahanesindeydi ve babamın bana söylediğine göre kızları yüzünden bu hale gelmişti.Onunla bugün konuşacaktım onu buradan çıkaracak ve ailesinle mutlu olmasını sağlayacaktım.Amcam biraz yorgun gözüküyordu.Bana:

 -Çok büyümüşsün dedi.

 -Evet amca büyüdüm bak seni buradan çıkarabilirim.

 -Hayır bunu yapamazsın.

 -Bak herşeyi değiştirip senin ailenle mutlu olmanı sağlayabilirim

 -Benim böyle istediğimi nereden biliyorsun.

 -Amca herşeyi ama herşeyi yeniden başlatabilirim dedi o küçük tebessümle

 -(Amca sinirlenerek ayağa kalktı)Kendini tanrının yerine koyamazsın diyerek gencin boğazına yapıştı.

  Oradan gitmiştik duydum ki amcam iki ay sonra vefat etmiş.Cenazesinde kızları bile yoktu.Böyle bir günde kızları nasıl onu bıraktı herşeyin tek nedeni vardı trafik kazası.Böyle olmasını kimse istemezdi Esra elimi tuttu ve sonra ben notlarımı karıştırmaya başladım.’Yusuf bana uykusu geldiğini söylüyordu ve aniden herşey değişiyordu,herşey geriye döndüdüğünde herkes içki içiyor babam bile körkütük sarhoş oluyordu.Arabaya bindiğimizde babama şöyle diyordum:

 -Oradan kalkmassan herkes ölecek!Herkes bana şaşkın şaşkın bakıyordu.Sonunda babam şoför koltuğuna oturmaktan vazgeçti.Babam bana:

 -Seninle evde görüşeceğiz dedi.

 Kafama ağrılar saplanmıştı.Yattığım odada birileri vardı birisi babamdı diğeri ise annemdi.Hastahane kokusu vardı kafamı anneme çevirdim ağladığını gördüm sonra:

 -Neredeyim ben?

 -Hastanedesin yavrum zorlama kenidini,hadi uyu dedi.

 Ne olduğunu anlamadan narkozun etkisiyle uyumuşum..

 

 
  Bugün 28 ziyaretçi (38 klik) kişi burdaydı! Ergin AVCI 2020@COPYRIGHT  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol