Beynimdeki KARA LEKE-Yazı DİZİSİ
  61.Bölüm
 

                                        61

 

 

 “Bombanın patlamasından on iki saat önce..”

 

Gözleri kana bulanmış adamlar,Reis’in de bulunduğu kulübeye zorla girdiler.Marmaris’te yağmur giderek şiddetini arttırıyordu.Reis, zorda olsa sordukları soruları cevaplıyordu.

 

 “Kızın nerede?”

 “Ne yapacaksanız bana yapın ama kızımdan uzak durun.”

 “Yerini bize söylersen kızının başını beladan kurtarırız.”

 “Ne belası?Siz hangi beladan bahsediyorsunuz.”

 “Kızını öldürecekler.Buna burada seyirci kalamazsın.Bize adresini ver ki onu kurtaralım.”

 Reis biraz düşündükten sonra;

 “Tekirdağ’da dedi.Gazeteci-yazar Ergin AVCI’yı ziyaret edecekti.”

 

 Silahını belinden çıkaran adam iki kurşunu yalnızca Reis’in göğsünün üzerinde harcadı.Yaşlı adam yağan yağmurun altında şu sözleri tekrarlıyordu.

 “Allah’ım kızıma yardım et! Allah’ım kızıma yardım et!”

 

 

 Soğukkanlı insanların bu şekilde canice cinayet işlemeleri elbette daha önce planlanmıştı.Ender’in Ergin bahsettiği ve üç ayrı yerin yapılacağı eylemi üstlenecek gurup,üçüncü eylemi Ender’i kullanarak yapacaktı.Yine planlar aşamasında Ergin korkutulacak ve yazdığı bu yazılarını toparlamasını,düzeltmesini isteyeceklerdi.Bu eylem içinde iki kurban seçilmişti.Biri Ender diğeri ise Ergin’in zor zamanlarında yanında olduğu tek kadın yani Nalân seçilmişti.Plan basitti ama yine de kendi aralarında görevi tekrar tekrar konuşuyorlardı.

 

 Plana göre yazarın evinin önünde bulunan çöp bidonuna bir patlayıcı yerleştirilecekti.Ender arkadaşını uyarmak için eve gidecek ve evden ayrılan Nalân,planı tamamlayacak ve bombanın ilk kurbanı olacaktı.

 

 

 Patlamanın gerçekleşmesine on beş dakika kala Ender koşar adımlarla arkadaşının evinin yolunu tuttu.Plan hâlâ devam ediyordu.Ergin içeride perde ile oynuyor,Nalân’ın saçmalıklarına sinirleniyordu.Ender bir şekilde kendini aniden Ergin’e fark ettirdi.

 Nalân çöp bidonun yanına yaklaşıyordu.Ergin’in kapıyı açmasıyla beraber genç kadının kanlar içerisinde kalan ayakkabısı yazarın önünde bitiveriyordu.

 

 

                                          ***

 

 

 Gazeteci-yazar olanlardan sonra sadece ayakta durup,sesinin çıktığı kadar bağırmak istedi.O anda çene hatları kilitlenmişti.Yüzü bembeyaz olmuş,ayakları ise kaskatı hale gelmişti.Yürüyemiyordu,bağıramıyordu,sesini dahi çıkaramıyordu.

Gözlerinden sadece yaşlar akıyordu.Esra,sevdiğinin kızaran gözlerinden akan yaşları silerken Aslı’da hastaneyi arayıp ambulansı çağırıyordu.Oğulları Kerem ise daha yeni uyanıyordu.O da avazı çıktığı kadar bağırıyor ve ağlıyordu.

 

 

 Tüm bu olanlar yalnızca beş dakika içerisinde yaşanmıştı.Ergin’i hastaneye kaldırdıklarında önce el,kol,ayak ve kafa yapısında ki oluşabilecek hastalıklara baktılar.Doktor, ailesine yaptığı açıklamada Ergin AVCI’nın burada kalacağını sağlığında bir problem olmadığını sadece kısa bir şok geçirdiğini söyledi.Ailesini onun yalnız bırakılması konusunda uyardı.Tedavi gördüğü süre içerisinde eşi bile yanında olmayacaktı.Bir tekerlekli sandalye aracılığı ile odasına götürülmesi istendi.Ergin korku dolu bakışlarıyla odasına giderken sedye üzerinde örtülü bir ceset gördü.Nalân’ı aklına getirdi daha sonra başını sağa sola oynattı.

 

 

  Özel bakıcı,Ergin’in odasına vardığında ona bir iğne vurup sakinleştirmek istedi.Ergin masumca kapının arkasında parlayan ışığa bakıyordu.Birden gözlerine ağırlıklar çöktü ve göz kapakları yavaş yavaş kapanmaya başladı..

 
  Bugün 9 ziyaretçi (13 klik) kişi burdaydı! Ergin AVCI 2020@COPYRIGHT  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol