Beynimdeki KARA LEKE-Yazı DİZİSİ
  34.Bölüm
 

             BÖLÜM   34

 

Başımda güneş karşımda elini bana uzatan,şapkası eskimiş bir denizci.Kalk diyor bana her defasında ama yok hiç halim yok,hiç mecalim yok.”

 

 Marmaris’in en güzel mesleklerinden biriside balıkçılıktı.Kimileri bunu hobi olarak yaparken kimileride ekmek parası kazancında iş halinde yapıyordu.

                       * * *

Hastanenin koridorunda sesler yükseliyordu.”Cihan Bey,nöroloji bölümüne.”

Yatağında hasta yatmakta olan Ergin’in başında doktor vardı.Cihan beyde aynı odada rapor alıyordu.

Doktor:

-Durumu nedir?

-Odanızda konuşsak çok iyi olur.

-Hasta kaydını inceledim,durumu pek iyi değil ama dirençli yazıyordu.

-Evet.Hasta bu hastaneye gelen sıradan bir hasta değil artık.Siz onkoloji bölümünden Naz hanım tarafından çağırılmışsınız.

-Haber çabuk mu yayıldı?

-Görevinizde başarılar dilerim doktor bey.

-Teşekkür ederim.O odada sadece tek bir hasta mı var?

-Kendi isteği üzerine böyle bir şey yaptık.

-O konuşuyor mu?

-Sadece bir meslektaş arkadaşımla.

-Beni onunla bir an önce tanıştır sonrada onkoloji bölümünde yatan ve kimseyle konuşmayan kızı buraya getirsinler.

-Naz Hanım’ın bilgisi dışında mı yapacağız?

-Hayır,ben kendisiyle konuşurum.

-Peki efendim.

 

        * * *

 Kapı gıcırtısına bile teamül edemeyen ben,karşımdaki hemşire kızla konuşuyordum.Adım Özge dedi.İyi dedim.Saatten haberin var mı senin?

“Gidecek hiçbir yerim yok zaten sizinle konuşmadan hiçbir yere gidemem.”

“Kim ve ne hakkında?”

İçeriden bir ses yükseldi.Yengem bana sesleniyordu.”Aslı,kim o?”

“Bilmiyorum yenge benimle konuşacakmış.”

Hemşireyi içeri aldıktan hemen sonra,bizi ilgilendiren konuyu dinlemeye başladım.Bir yandan da uyumakta olan gözlerimi ovalıyordum.

“Evet söyle bakalım nereden geliyorsun?”

“Ergin’in yanından.”

Bir cam sesi duyuldu.Esra elindeki su bardağını yere düşürdü,koşarak yanımıza geldi.”Söyle nerede o?”

“Bilmiyorum.Yaşadığını bile bilmiyorum.”

“O zaman neden geldin buraya!”

“Ben onun kardeşiyim.”

Aslı:

-Ne?Sen ne diyorsun?

-Doğru söylüyorum.Onu yıllar önce karşımda buldum.Yanlış zamanda yanlış yerde.

-Beni kızdırma.Kuzenimin yerini söyle.

-Size bilmediğimi söylemiştim.Ona şey yaptılar.

-Ne yaptılar?

-Yaşama umudu var ama nerede olduğunu bile bilmiyorum.Çok kötü dövdüler.Bağırışları hâlâ kulaklarımda yankılanıyor.

-Seni gecenin bir vakti bunu söylemek için mi buraya yolladılar?

-Hem evet hem hayır.Beni yıllardır büyüttüler,lise yıllarında bir kaynaktan babamın başka birisi olduğunu öğrendim ama işler çok karışıktı.

Esra ağlayan gözleriyle:

-Yalan söylüyorsun.

-Beni isterseniz kovun ama gidecek hiçbir yerim yok.

Aslı:

-Yenge ne yapalım?

Esra:

-Sabahı bekleyelim.Kafam allak bullak oldu.Sana da buraya yer yapıyorum.Kusura bakma.

-Önemli değil.Size yarın her şeyi anlatacağım tüm gerçekleri açığa çıkaracağım.

-Tamam.Yarını sabırsızlıkla bekleyeceğim.

 

 O gece eve gelen kız ne Aslı’yı ne de Esra’yı uyutabildi.Akıllarında tek soru vardı.Ergin’e bunu neden yapmışlardı?Onca sene sonra ben onun kardeşiyim diyen birisini nasıl hakikatle dinleyeceklerdi.İçlerinde artan şüpheler onları rahatsız ediyordu.  

 

 

 
  Bugün 6 ziyaretçi (9 klik) kişi burdaydı! Ergin AVCI 2020@COPYRIGHT  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol