Beynimdeki KARA LEKE-Yazı DİZİSİ
  47.Bölüm
 

               BÖLÜM 47

 

 Kağıdın üstünde resimler vardı.

Aslı:

”Bizim orada olduğumuzu senden ve benden başka bir tek Özge biliyordu.”

 Esra:

 -O evde olduğuna göre bunları kim çekmiş olabilir?

 -Bilmiyorum ama belli ki amaçları para sızdırmak.

  Esra,hesap numaralarını aldıktan sonra bilgisayarında banka incelemelerini yapıyordu.

  Aslı:

  -Hâlâ inanamıyorum.Bize gelen şu resimlere bak.Göstere göstere çekinmişiz gibi gözüküyor buna ben bile inandıysam başkalarının inanmasına ne gerek var.

  -Bak aklıma ne geldi?Madem bu her kimse,eşimin yerini biliyorsa mutlaka bizi ona götürmez mi?

 -Elbette götürür ama kuzenimin eline geçerse;seni de,beni de bir ömür boyu affetmez.

 -Biliyorum.

 -Aslında oraya hiç gitmemeliydik.

 

                                     ***

 

“Uyan hadi deli kızım!Lütfen gözünü aç!”

 

  Reis,yorgun  ve öfkeli gözleriyle kıza bakıyordu.Nalân yavaş yavaş gözünü açıverdi.”Ergin nerede?”

  “İyi misin kızım?”

  “Baba,Ergin’i merak ediyorum.”

  “O,çok iyi kızım.Sen iyi misin?”

  “Evet,midem biraz bulanıyor ama iyiyim.”

 “Niye kızım,niye kendini zehirledin?”

 “Baba,ben aşk nedir bilmezdim.Bir gün adamın biri karşımıza çıktı.O, yatakta ölümü beklerken bende ona günden güne aşık olmaya başladım.Nedenini bilmiyorum.O,çok iyi birisi baba.Sakın onu suçlama!”

 “Sen onu şimdilik düşünme.Biraz dinlen!”

 “Baba;o aklımdan hiç çıkmıyor.”

 

 

  Reis,kızının odasının kapısını kapadı.Daha sonra eline aldığı rakı şişesiyle doktorunda bulunduğu kayığına oturdu.

 

                                                     ***

    Hem Esra,hem de Aslı fotoğrafları gönderenleri merak ediyorlardı.Sadece merak ettikleri için bir o kadar fazla para ödeyeceklerdi.

    Banka hesap numaralarından,internet aracılığı ile değil de yüz yüze görüşmek istiyorlardı.Bekledikleri telefon kısa zamanda geldi.

  “Olabilir dedi.”Yeri ve zamanı kendileri söyleyeceklerdi.Esra çok heyecanlıydı.Belki de yarın Ergin’in yerini öğrenebilecekti.Telefon bir kez daha çaldı.

Arayan eski bir devlet görevlisiydi.Kaybolan yazarı,aradıkları yerde ki  adamın kan tahlili sonuçlarını incelemişlerdi.”Mutlaka görüşmesi gerektiğini söylüyordu.”

 

   Esra,Aslı’yla ilk defa bu kadar fazla iyimser bir tavırla konuşuyordu.”Fotoğraflardan haber çıkmazsa,eşimi araştıran görevlilerden çıkacak dedi.”

  Aslı bebeğin ağlamasıyla odaya koştu.Bebeği kucakladı ve annesinin yanına götürdü.”Artık her şey eskisi gibi olacak.Babanda gelecek.Hâlâ neden ağlıyorsun?”

 Esra:

 -Sen hiç bebek olmadın mı Aslı?Tabi ki ağlar,ya karnı acıkmıştır ya da altını kirletmiştir.

 “Yenge,bir koku geldi.En iyisi ben sana çay demlemeye gideyim.”

 “Aslı gel buraya!”

 Aslı gülmeye başladı.İçerisi biraz kötü kokuyordu.

 “Yenge,ben çay demlemekte ısrar ediyorum.”

 “Peki ama bebeği sen uyutacaksın.”

 “Ne demek,çayı yap Aslı,ütüyü yap Aslı,yemeği yap Aslı.Bir kerede kalkıp sormuyorsun Aslı sıkılmıyor musun?

  “Şimdide şikayet mi ediyorsun.Tamam Aslı,ben yaparım.”

  “Asla,sana bunu yaptırmam yarın öbür gün kuzenim geldiğinde beni kötülersin.”

  “Söz kötülemeyeceğim.”İki bayanda gülmeye başladı.

 “Pekala,o zaman ben çayın altını ısıtmaya başlayayım.”

 

 İkisi de bebeğin o masmavi gözlerine bakıyorlardı.Aslı:

 “Yenge kıskandığımdan değil ama şunlar dünyanın en güzel varlıkları.”

 

 Esra yüzündeki gamzeleriyle:

 “Öyleler tabi.Bir insanın başına gelebilecek,en güzel hediyeler.”

 

 

 
  Bugün 22 ziyaretçi (31 klik) kişi burdaydı! Ergin AVCI 2020@COPYRIGHT  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol