Beynimdeki KARA LEKE-Yazı DİZİSİ
  11.Bölüm
 

                                    11.BÖLÜM

 

Ahmet,Ergin’in ofisine ve sonra odasına girmeyi başardı.Yasemin hanım,yazarın    sonradan gelen yeğenini meşgul ediyordu.

  Ergin:

 -Hoş geldin  Ahmet.

 -Hoş bulduk.

 -Seni buraya hangi rüzgar attı.

 -Sen?

 -Ben mi?

 -Evet.Beni tanıyorsun,kısa konuşacağım yazdığın son romanı tamamlamayacaksın!

 -Sen buraya hangi rüzgarla girip beni tehdit ediyorsun?

 -Sen işin ciddiyetinde değilsin!Eğer romanını tamamlarsan seni öldürecekler!

 -Sana mı bunu yaptıracaklar?

 -Neden olmasın?

 -Konuşman bittiyse buradan çıkabilirsin.

 Ahmet,Ergin’e sert bir şekilde baktıktan sonra:

 -Daha bitmedi dedi.

 -Sana defol dedim Ahmet.Dışarı çık!

   Aslı içeriden gelen yüksek sesleri duyunca kapıyı açtı.Ahmet,Aslı’ya bakarak:

 -Bu arada yeğenine de dikkat et!

 -Çıkacak mısın yoksa seni buradan yaka paça mı attırmamı istersin,ne dersin?

 -Gidiyorum ama şunu unutma,bunu senin yanına bırakmayacağım.

  Ahmet gittikten sonra Aslı’da korkmuş olmalı ki kuzenine ne olduğunu bile sormadan Ergin’in elini tuttu.Ergin:

  -Hayrola Aslı seni buraya hangi rüzgar attı.

 Aslı:

  -Hani geçenlerde ehliyet sınavından bahsediyordum ya..

  -Evet.

  -Tüm sınavlardan geçtim.

  -Tebrik ederim Aslı.

  -Peki bu adam kim?Beni nereden tanıyor?En önemlisi seni neden tehdit ediyor?

  -Bak Aslı!Her gün bunun gibi kaç kişi beni arayıp tehditler savuruyor,haberin var mı?

  -Sanki inandırıcı gibi bir hali vardı.Beni biraz ürküttü.

  -Her tehdit edeni kafama taksaydım bu ülkenin sıradan olan yazarlardan farkım olmazdı.Senden isteğim bu akşam yengenin yanına git.Onu sabaha karşı eski evimize götür.Nede olsa ehliyetin var artık öyle değil mi?

  -Tabi götürürüm.Peki sen bu akşam nerede kalacaksın?

  -Yüzüncü yıldaki evimizde.

  -Sabaha karşı yengemi götürürüm.

  -Halama ve enişteme selam söyle.

  -Söylerim.

 Aslı ofisten ayrıldıktan yirmi dakika sonra Ergin’de ayrıldı.Evinde sessiz sakin kafa dinlemek isterken bir telefon çaldı.Sadece ’Bu evden çıkamayacaksın!’diyordu

Ergin soğukkanlılığını koruyordu.Elinde bakanlığın telefon numarası vardı.Savunma

Bakanını arayarak bu konuda yardım etmelerini istedi.Bakanlıkta böyle önemli bir konuya değinmezlik edemezdi.Bu ülkede ne zaman bir yazar öldürülse altından çeşitli örgütler çıkıyor,biri mutlaka faili meçhul böyle cinayetleri üstleniyordu.

  Ertesi sabah üç serseri kılıklı kişi Ergin’e ait Focus markalı arabaya bakıyor ve aralarında işaretlerle konuşuyorlardı.”Zamanı geldi” dedi biri,diğeri de “Artık devletimizi böyle hainlerden kurtarmak gerektiğini” söyledi.

  Biri yavaşça araca yaklaştı.Elinde TNT cinsi bir patlayıcı vardı.Diğeri de arabanın altına baktı ve TNT ’yi aracın altına yerleştirdi.

  Bir diğeri etrafı gözetliyordu.Diğerlerine seslendi.Çünkü devlete ait bir araç yazarın evine yaklaşmaktaydı.Oradan hemen uzaklaştılar.Serseri tarzlı görünenlerden biri ”işlem tamam!”dedi ve oradan geriye dönmemek üzere koşar adımlarla uzaklaştılar.

  Aslı kuzeninin sözünü dinledi ve yengesini almak için yola çıktı.Ama onları da bir sürpriz bekliyordu.Yengesi Aslı’ya içeri girmesini söyledi.Esra  giyiniyordu.Uzakta bir adam belirdi,araca yaklaşıyordu.Aslı son kez saatini kontrol etti.”Yenge hazır

mısın?”

  Adam aracın altına eğildi ve tekrar eğildiği yerden kalktı.Elindeki bıçağı cebine koydu ve oradan uzaklaştı.Aslı:

  -Geç kaldık.

  Esra:

  -Henüz değil.

  -Yenge gidelim bizi bekliyor.

  Esra ile Aslı arabaya bindikten kısa süre sonra yola koyuldular.Bir aksilik ya da buna benzer bir şey yoktu.

  Ergin sabah kahvaltısını yalnızca çay içerek tamamladı.Elindeki çay fincanını bıraktı.Gazete manşetlerine bakarken telefon bir kez daha çaldı.Arayan Savunma bakanıydı ve ortalıkta kötü giden hiçbir şey olmadığını yazara  anlattı.Gazeteyi masanın üzerine bırakan Ergin,eline doktor Necib Hablemitoğlu’na ait Köstebek isimli kitabını aldı.Aracına yaklaştı ve önce lastiklerini kontrol etti daha sonrada araca güvenli bir şekilde bindi ama arabanın altında hala TNT bulunuyordu.Anahtarı aracın kilidine soktu.Biraz düşündü.O anda arabanın yanından geçen çocuklu bir aileyi gördü.Esra ile hep çocuk özlemi çekiyordu.

  Aslı arabayı son sürat hızla kullanıyordu.Esra yavaşlamasını söylese de araç çok ama çok hızlıydı.

  Aslı:

  -Yenge araçta bir sorun var.

 Esra:

 -Ne gibi Aslı?

 -(Aslı tedirgindir ama soğukkanlılığı hep korur)Yenge!Frenler,frenler tutmuyor!

 -Ne söylüyorsun sen Aslı?

 

 Tam karşılarında bir tır belirdi.Esra Aslı’ya,Aslı’da Esra’ya baktı.Tırın acı korna sesi neredeyse her şeyi anlatmaya yetecekti.

 

  Ergin kontağı çeviriyordu ki telefonu çaldı.

 
  Bugün 32 ziyaretçi (44 klik) kişi burdaydı! Ergin AVCI 2020@COPYRIGHT  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol