Beynimdeki KARA LEKE-Yazı DİZİSİ
  26.Bölüm
 

           26.BÖLÜM

 

  Toprağımın havasına suyuna hasret kalmışım.Hapishanede insan geride bıraktıklarının değerini bir kez daha anlıyor.Eve elim boş gitmek istemedim.

Esra’ya bir tek taş pırlanta ,Aslı’ya ise bir kol saati aldım.İçimde bir sıkıntı vardı.Yol boyunca beni rahatsız ediyordu.”Olamaz dedim!”Kimseye görünmemem

gerekiyordu.Oysa kuyumcunun güvenlik kameraları beni saniye saniye görüntülemişti.Aklımda,fikrimde hep sevdiğim vardı.Yakalanmak bile artık beni korkutmuyordu.Cebimden bir sigara çıkardım.Dumanı tüttüre tüttüre evimin yoluna koyuldum.Şans bu hani,eve vardığımda kimse yoktu.Paspasın altında evin yedek bir anahtarı vardı.Bu sayede kimseyi beklemeden ve görünmeden eve girdim.Esra muhtemelen  anneannemlerdeydi.Ergin’in anneannesi Aslı’yı kendi evlerinde kalmaya ikna etti.Esra o akşam evine gitti.Yalnızdı..

  Ergin evde sıkılıyordu.Bir,iki,üç saat oldu.Kimseler eve gelmedi.Bir kapı tıkırtısı duydu.”Sonunda” dedi.Elindeki sigarayı söndürdü.Esra kapıyı araladıktan sonra gözlerine inanamadı.Titreyen bir ses tonuyla:

  -Aşkım inanamıyorum.Demek serbest bırakıldın.

  -Pek sayılmaz dedim güler bir yüz ifadesiyle.

  -Nasıl anlamadım?

  -Firariyim, senin için kaçtım.

  Esra,Ergin’e sarıldı.Sıcacık güzel bir duyguydu.Onları o gece daha sıcak ve özel şeyler bekliyordu.Esra:

  -Aç mısın? Sana bir şeyler hazırlayayım mı?

  -Hayır sana doya doya bakmak istiyorum.

  -Doya doya derken.

  -Bana sadece ama sadece bir sabahını ayırır mısın?

  -Sen benim hem  gecem hem sabahımsın.Bütün sabahlarım senindir.

 Ergin,Esra’nın ensesine bir öpücük kondurdu.Öpücükten etkilenen kadın yatak odasının kapısını araladı.Onları koskoca bir sabah bekliyordu.

 Ergin elini güzel kadının çıplak vücuduna iliştirdi.Daha önce hiç böylesine ön sevişme yaşamamışlardı.İki,üç,dört ve beş kez… İmkansız gibiydi.Bir gecede beş kez ön sevişme yapmışlardı.Bu Esra’nın da hoşuna gitmişti.Esra:

  -Ergin şikayet ettiğimden değil ama seni ilk defa evlendiğimizden bu yana bu kadar istekli gördüm.Tuhaf bir his,hakikaten çok güzeldi.

  -Canım,yalnız sabah güneşi doğmadan gitmem gerekiyor.Bu arada bunu sana almıştım.Elindeki yüzüğü kadının parmağına taktı.Güzel kadın büyülenmiş gibiydi.

  -Hayatım bu çok harika bir yüzük.

  -Sen her şeyin en iyisine layıksın.Şu  hediyeyi Aslı’ya ver.Onu benim için öp!

  -Hemen gidecek misin?

  -Banyo yaptıktan hemen sonra gideceğim.Bu arada Esra,Ergin’e temiz çamaşır çıkarıyordu.Banyoda konuşmalarına devam ettiler.”Sen neler yapıyorsun?”

  -Hep aynı ev işleriyle uğraşıyorum bazen senin yazılarını tercüme ediyorum.

  -Bir sıkıntın var mı?

  -(Esra gülümseyerek)Vardı ama artık yok dedi.

  Ergin kendini tutamayıp gülmeye başladı.Esra:

  -Neden Ergin?Onca yıldır böyle bir şey yaşamadık.Şimdi nereden çıktı?

  -Bir an için hoşuna gittiğini düşünmüştüm.

  -(Esra kendini tutamaz ve yine gülmeye başlar.)Doğru söyleyeceğim.Evet hoşuma gitti,hem de çok ama yine de merak ediyorum.

  -Bir dostum,hayatta ki sevdiklerimizle iyi vakit geçirmemi tavsiye etti.

  -O dostuna nasıl teşekkür edebiliriz.

  -Sen ona o güzel kurabiyelerinden yapabilirsin.Daha vaktim var.O uzun zamandır hapishanede,ev yemeklerine hasret kalmış bir ihtiyar.

  -Peki hemen bir şeyler hazırlıyorum.

  -Bekliyorum hayatım.

                                     *  *  *

 

  Sabaha karşı yapılan bir ihbar sonucu Ergin’in bulunduğu koğuş aranıyordu.BABA:

-Herkes buradadır.Sabahın köründe ne araması gardiyan?

 İri yapılı bir gardiyan:

-Süleyman BABA,bize emir verildi.Arayın denildi,şimdi aramazsak üstlerimize görevimizi ihlal ettiğimizi söyleyebilirler.

-Siz görevinizi yapın!O beyaz kalın kaşlarını çattı.”Bu koğuştan kimse ihbar veremez!”Dedi;varsa öyle bir baba yiğit şimdi karşıma çıksın!

 Bir an koğuş sessizliğe büründü.Gardiyan Ergin’in yatağını işaret etti.

 -Orada Ergin yatmıyor muydu?

 -Evet.Hasta  olmuş,biraz üşütmüştür.Hapishane,koğuş şartları anlayacağın,adam bizim gibi alışkın değil,bünye meselesi…

 Yatakta ki adam başını salladı.Öksürüyordu.Dışarıdan bir ses geldi.”Arama tamamlandı.Herkes burada!İhbar yalanmış.”BABA:

  -Ne ihbarı evladım?

 Gardiyan:

 -Biri ihbar etmiş.Koğuşunuzdan biri firariymiş.Bize bu bilgi verildi.

 -Söyle o sana görev veren müdüre,ihbarı veren artık yaşamayacak!Ne kaçmasından bahsediyorsunuz?

 Gardiyan korkudan başını salladı.”Söylerim!”

 -İşiniz bittiyse çıkabilirsiniz.

 Gardiyan yaşlı adama baktı.”BABA sen iyi misin?”

  -“İyiyim!”

  Yavaş adımlarla kapıya doğru yaklaşan gardiyan aniden durdu.Kafasını Ergin’in bulunduğu yatağa çevirdi.”Şu Ergin.Soramadım eğer durumu kötüyse yarın bir revire kaldıralım.”

  BABA,gardiyanla göz göze geldi.”Süleyman BABA,müsaade var öyle değil mi?”

BABA,şaşkın ve bir o kadar sert bakışlarla genç iri yapılı gardiyanı süzdü..

    

 

 
  Bugün 29 ziyaretçi (40 klik) kişi burdaydı! Ergin AVCI 2020@COPYRIGHT  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol