27.BÖLÜM
Baba,gardiyana baktıktan sonra aniden kendini yerde buldu.Ortalık epeyce karıştı.Herkes bir birine bakıyordu.İri görünen gardiyan:
-Çabuk bir sedye getirin!Hemen dedi.
* * *
Ergin,Baba hasta olmadan önce hapishaneye girdi.Formalite icabı aranıyordu.Bir kadın memur:
-Seni burada ilk kez görüyorum.Yeni misin?
Ergin:
-Evet.Yeni başladım.Kadın koğuşunda mı?
-Tabi ki hayır.Biraz gülümseyerek ”eğer beni biraz daha sorgularsanız yeni görevimden alınacağım!”
-Kusura bakma ilerleyebilirsin.
İşte kadınlar koğuşundan içeri girdim.Oradan da erkeklerin bulunduğu koğuşa geçtim.Elbiseleri yatmakta olan gardiyanla değiştirdik ve ben yatağıma uzandım.
Saniyelik bir an bile beni ele verebilirdi.Yakın bir dostum olan Seyfi’ye seslendim.
“Seyfi bu ne hâl!Süleyman BABA nerede?”
“Kötü biraz.Revire kaldırdılar.”Oradaki herkes benimle beraber Baba’nın sağlığını merak ediyorlardı.Baba ise durmadan revirdeki doktora kalbinin sıkıştığını söylüyordu.Doktor:
-Baba sen hakikaten iyi misin?
Baba:
-Gardiyanlar çıktı mı?
-Evet.
-Sorma!Başım ağrıyordu.Şu gardiyanlar bile adam akıllı doktora götürmüyorlar.Hastayım diyorum,değilsin diyorlar.Sen ne diyorsun?
-Evet.Süleyman Bey hastasınız.
-Ha şöyle!Beni bu mahpushanede bir sen anlıyorsun?Şu ağrı kesici mi ver de gideyim?
-Peki Süleyman Bey.Bakın sabah ve akşam yazıyorum.
-Yaz.Sabah yaz,akşam yaz,yatsı yaz ama beni artık şuradan çıkarsınlar.Bu arada aramızda kalsın.Kalp ağrısı dersin olur mu?
-(Doktorun elleri önlüğünün cebindedir ve baba’ya bakarak gülümser.)Peki söz baba.Aramızda kalacak.
Baba, gardiyanlar eşliğinde oradan ayrıldı.Koğuşta Ergin’i gördüğünde çok sevindi.
“Döndün demek hepimizi bir hayli korkuttun.Nasıl geçti?Bu sefer kesin bir şeyler olabilir mi?”
Ergin:
-Hayatımda bazı şeylere hep kesin olarak baktım ama olmayabilir.
—Hayırlısı olsun de evlat.
-Hayırlısı olur inşallah.Bu arada size bunları götürmemi istedi.
-Elini torbaya götürerek.”Onlar nedir?”
-Esra’m sizin için yaptı.
-Ev yemeklerini yemeyeli bir hayli fazla zaman oldu.Sizin için değişiklik olur.
-Teşekkürler evladım.
O sırada yatmakta olan bir mahkum ayağa kalkar.Kapının önünde volta atmaya başlar ve ”baba,sende ne çok ilgileniyorsun bu adamla!Daha yeni olmasına rağmen
onu bizden üstün görüyorsun?”
Ergin adama kaşları çatık bakar.Baba durumun farkındadır.”Seninle,onun arasında ne fark var biliyor musun Cevdet?”
“Anlayamadım.Nedir Baba?”
“Sen işlediğin suç yüzünden buradasın.O ise yapmadığı şeyin cezasını çekmek için burada evlat!Aranızdaki farkta bu!”
O sırada Cevdet denilen adam tespihini çekmeye başlar.”Herkes burada bir günahın vebalini çekmiyor mu?”
Ergin araya girer ve olduğundan çok fazla öfkelidir.”Cevdet şu tespihlerini iyi çek yoksa sana bunları teker teker yediririm!”Cevdet:
-Sen mi yedireceksin?
-Denemesi bedava arkadaşım.
Cevdet ile Ergin yüz yüze gelir.Daha sonra Cevdet yatağına gider.Baba’nın içindeki şüphe artar.”Az önce aranan koğuşun muhbiri Cevdet’tir.”Baba,Cevdet’e baktıktan sonra yatağına uzanır.Hafiften kurabiyeleri atıştırmaya başlar.
Ergin’in gece yarısı yanına sevdiği arkadaşı Seyfi yaklaşır.Telaşlı bakışlarla arkadaşını uyandırmak ister çünkü koğuşta kötü giden şeyler vardır.