Beynimdeki KARA LEKE-Yazı DİZİSİ
  65.Bölüm
 

                                                65

 

 

  Yazar,yatağına uzanarak dinlenmeye çalışıyordu.Polisler Aslı’ya ilacın Türkiye’de kullanılmadığını söylüyorlardı.Tahlil sonuçlarının ardından ikisinin de isteğini gerçekleştiren bir durum ortaya çıktı.Esra ve Aslı,doktoru adım adım takip edeceklerdi.Bu yaptıklarını Ergin’den de gizleyecektiler.Doktorun başkaları adına çalıştığı ortadaydı.

   Hastaneden ayrıldıktan sonra doktorun özel kliniğine giden kuzeni onu orada bulamadı.Kliniğin görevlisi kitapçıya uğrayacağını söylediyse de onu inandırmadı.O çıktıktan hemen sonra doktoru aradı.

 “Efendim bahsettiğiniz kişi şimdi buradan ayrıldı.”

 “Aynı kızdan bahsediyorsun değil mi?”

 “Evet efendim.”

 “Kitapçının adresini verdin mi?”

 “Evet.”

 

 Doktor,kitapçıdan kitap seçiyordu.Eline Dostoyevski’nin eseri olan Suç ve Ceza isimli romanı aldı.

 “Kız geldiğinde ona bu kitabı ver.”

 Kitapçı başını sallayarak olur dedi.Aslı,doktor çıktıktan hemen sonra dükkana girdi.

 “Affedersiniz.”

 “Buyur kızım.”

 “Buraya uzun boylu siyah saçlı çenesinin altında leke olan bir adam geldi mi?”

 “Hayır.Bu gün buraya anlattığın birisi gelmedi.İnanmayacaksın ama sen ilk müşterimsin.”

 “Öyle mi?Teşekkür ederim.”

 “Rica ederim.İstediğin bir kitap var mı?”

 Kitap raflarına bakarken eline Koku isimli kitabını aldı.Yaşlı adam poşetin içine diğer kitabı da koydu.Kitapçı,Aslı’ya bakıp gülümsüyordu.

 

 

                                     ***

 

 Seyfi,Ender’le bahçede özel olarak konuşuyordu.Arada sormak istediği kelimeleri kurmakta zorlanıyordu.Seyfi:

 “İfade vermişsin.”

  Ender:

 “Sadece doğruları söyledim.Beni gam bazcı olarak görmeyin.Ben kimseyi gam bazlamadım.”

 “Öyle mi?Çocuklar senin verdiğin ifadeyi okumuşlar.”

 “Nasıl yani.”

 “Burada bütün olanlardan haberim var.Beni buraya bilerek yerleştirdiler.”

 Ender’in yüzüne korku hakimdi.Arkasından gelen adamın soğuk dokunuşunu hissetti.Seyfi’nin gülen yüzüne baktıktan sonra konuşmasına kaldığı yerden devam etti.

 “Her şeyi bilmiyorsun.Beni öldürerek kendi sonunu hazırladın.”

 “Hâlâ boşuna tehdit ediyorsun.Sizleri bir türlü anlayamıyorum.Sanki elinizde bir şey var.Diyorsun ki kendi sonumu hazırladım.Peki nasıl yaptım.”

 “Ergin,artık her şeyi biliyor.”

 “Kim dedin?”

  “Senin kimin adamı olduğunu söylüyorum.O sizlere artık çok yaklaştı.”

 “Bunu nasıl yaptın?”

 “Buraya geldiğim günden üç gün sonrası senden yazı yazmak için kağıt istemiştim.”

 

 Seyfi’nin yüzü aniden buz kesildi.Yazı yazdığını hatırlıyordu.Ender arkadaşına şöyle diyordu.

 Sevgili kardeşim,burada olduğum günlerde bile sizleri özlüyorum.Buradakilerin hiç biri bana yakınlık göstermiyor.Seyfi isimli koğuş ağasının beni öldüreceğini duydum.Sadece bununla kalmayacağını da sana söylemek istiyorum.O kapanılmamış bir hesabın sadece bir parçasıdır.Şu zamanlar kendine çok iyi bak.Çünkü artık ben yanında olmayacağım.Bülent Gökmen TUNA ismini duydun mu?Seyfi’nin bu kişiden emir aldığını biliyorum.Hatırlar mısın seninle telefon görüşmesi yapmıştık.Telefon rehberinde herkesin adı yazıyordu,sadece BGT’nin kim olduğunu düşündüm.Başka bir telefonla onu aradım.Dikkatli ol ve varsa hakkını helal et.

 

 Ergin kağıdı okuduktan sonra yırtıp attı.Seyfi olanlara inanamıyordu.Baş gardiyanı çağırıp mektupları araştırmasını istedi.Ender’in ölümünü bir başkası üstlenmişti.Seyfi mektuplardan bir şey çıkmadığını anladığında aklına görüşme odası geldi.

 

 Ender,Ergin’e burada mektubu teslim etmişti bu ismi takip edeceğini bilen arkadaşı Seyfi’nin de sonunu düşünmüştü.

 

 

 

 

 
  Bugün 4 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı! Ergin AVCI 2020@COPYRIGHT  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol