66
Ergin arkadaşının cenazesine gitmemişti.Onu orada görmek istemiyordu.Esra’nın ısrarı üzerine Aslı ile birlikte kabristanlığı ziyaretine gitti.Onun için orası sessizliğin şehriydi.Esra:
“Hayatım bir tuhaf oldun.”
Ergin:
“Burası beni ürkütüyor.”
Aslı:
“Nasıl olmuş peki.Su testisi su yolunda kırılır sözü vardı ama bu adam ne testi ne de su?Kimin yaptığını öğrenebildin mi?”
“Sende konuşturacak beni mi buldun Aslı?”
“Hayır böyle düşünme.Sadece kimin parmağının olduğunu merak ettim.”
“Yine araştırmacılığın üzerinde.”
“Huyum kurusun.”
Kuzenlerin belki de uzun zamandır gülmeye bu kadar ihtiyaçları olmamıştı.
Ergin:
“Elinde ki poşetin içinde ne var?”
“Kitap aldım.Patrıck SÜSKIND,koku isimli romanı,bir caninin hikayesi anlatılıyor.”
“Korku romanı okumana sevindim.Bende korku yazılarınla başladığım yazarlık hayatına siyasetle devam ettim.Yalnız poşet içinde bir kitap daha var.”
“Şaka mı yapıyorsun?”
Aslı diğer kitabı eline aldı.Kitabın ismi Rus edebiyatçı Dostoyevski’nin dünya klasiklerine girmiş romanıydı.”Suç ve Ceza.”
Esra:
“Senin bu romanı okuduğunu hatırlıyorum.”
“Yenge bu kitap benim değil ki.”
“Sayfalarını karıştır mısın?”
Kitap oldukça temizdi.Oysa ki diğer aldığı kitabın üzerinde tozdan başka her şey vardı.Aslı:
“Yarın kitapçıya geri götüreceğim.”
Ergin:
“En iyisini yapmış olursun.”
Kitabı arabanın torpido gözüne bıraktı.Eve geldiklerinde Ergin’in telefonu bir kez daha çalmıştı.Kabristanlıkta açamadığı telefonuna yanıt veriyordu.Arayan kardeşi Yusuf’tu,girdiği sınavlardan başarıyla geçmiş ve özellikle akşamı kardeşini de köye davet etmişti.
Esra:
“Köy havası hepimize çok iyi gelecek.”
Aslı:
“Evet.Ayrılalı pek fazla olmadı ama köy buradan daha iyiydi.”
“Şikayet mi ediyorsun?”
“Tabi ya siz evli çiftin arasında kaldım.Biraz hava almaya benimde ihtiyacım var.”
Esra,eşinin sinirli bakışlarından sonra gülmeye başladı.Tabi Ergin’de kendini tutamayıp fazla olmasa da mimikleriyle onlara eşlik ediyordu.
“Beni burada çok fazla bekletmeyin!Bir an önce gidelim.”
Esra:
“Hay hay beyefendi.”
Yusuf ailesine köyde yaptığı açıklamada memurluk sınavlarını verdiğini söylüyordu.
Özge elindeki telefonla köyden ayrılmayan Fırat ile mesajlaşıyordu.Emin,Aslı’nın yanına gelerek ona yeğeni ile Fırat arasında olan aşkı anlattı.Aslı bir an için tedirginleşmeye başladı.
“Özge,onun kim olduğunu biliyor mu?”
Emin:
“Aynı kişiden bahsediyoruz.Şu yolun üstünde lokantası olan adamdan.”
“Onun işi lokantacılık değil,Gittiğini düşünmüştüm.”
“Hayır, o hep buradaydı.Bana da olanları anlatır mısın?”
“Belki sonra şimdi Özge’yle ben konuşurum.Sende Fırat ile bir ara konuşursun.Özge yanlış insanla arkadaşlık yapıyor.”
O akşam hem Aslı’nın hem de Emin’in gözü Özge’nin üzerindeydi.Aslı olanları biliyordu.Özge’yi korumak onun bir bakıma vazifesiydi.