80
“Hastayım o kadar çok hastalığım var ki beni her gün tüketiyor.Onsuzda yaşayabilirim.Herkesten uzak kalıp,ismini öğrenmek istemediğim insanlarla az da olsa yaşayıp ve ölmek..”
Bilgisayarını kapadıktan sonra yatağına uzanan yazar,düşünmeye başladı.Onları cansız görmektense canlı olduğunu bil ipte yaşamak daha iyidir dedi.Sabaha karşı odasındaki eşyaları toparladı.Yükü ağırdı ama yanına çok fazla da bir şey almıyordu.Onu evinden ayrılırken gören komşuları aralarında dedikodu yapmaya başladılar.
“Duydunuz mu olanları,eşi yakalamış diyorlar.”
“Bunlar palavra,Ergin yapmaz öyle bir şey.”
“Neden gittiğini kimse bilmiyor.”
“Size aldattığını söylüyorum.”
“Sizlere inanmıyorum.”
Komşuları aralarında buna benzer dedikodu çıkara dursun,Ergin masumca evinin anahtarını yakın arkadaşı Onur’a bıraktı.Ergin:
“Soru sormak yok!”
Onur:
“Pekala,nereye gittiğini de söylemeyecek misin?”
“Her şeyi düzeltmek istediğini söyleyip geri döneceksin.Öyle değil mi?”
“Ergin,tekrar düşün.”
“Düşünecek bir şey yok.Kimseyi görmek istemiyorum.”
Ergin ile apartmanın kapıcısı Ali bey karşı karşıya geldi.Ali bey :
“Beyim size mektup var.”
“Ergin mektuba baktıktan sonra gülmeye başladı.”
Onur:
“Nedir o?”
“Mahkeme.Esra çok hızlı çıktı.Bu kadarını bekliyordum ama bu kadar hızlı değil.”
“Her şeyi sonlandırabilirsin.”
“Ben tanrı değilim.”
“Senin ellerinde,ne bileyim Esra’yı girdiği yanlış yoldan geri döndürebilirsin.”
“Beni kim döndürecek.Zaman o kadar hızla akıp gidiveriyor ki asla geri dönmemeliyim.”
“Benim hatırım için.”
“Çok geç..”
“Ergin.”
Arabasına binen yazar,kimseye görünmeden yaşadığı yerden ayrıldı.Eskiye ait hiç bir şeyi geride bırakmadı.
İnsan aslına döner dedi elinde tuttuğu rakı bardağıyla..Babamda çok içerdi.Ben de içmeye başladım.Önümde Esra ve Kerem’in fotoğrafları bir elimde resim bir elimde de rakı bardağı vardı.