Beynimdeki KARA LEKE-Yazı DİZİSİ
  50.Bölüm
 

                                           ---50---

 

 

 “Bu bir bant kaydıdır.Ergin ve Esra’nın sesleri hâlâ telefondaydı.Evde değiliz,lütfen mesajınız varsa bırakın.”

  Bir ikinci sinyal sesinden sonra mesaj bırakanlar konuşmaya başladı.

 Emin:

 “Ergin,sen neredesin?Sana ulaşmaya çalışıyoruz ama ortalıklarda yoksun.”

 “Sana kötü haberimiz var.Teyzem öldü.”Bir sinyal sesinden sonra;mesajlar okunmaya devam ediliyordu.

  Telefonun bulunduğu ev farklıydı.Ergin ve Esra,o eve yılda dört belki de beş kez giderlerdi.Bunların bir çoğu özel günleri ve davetleriydi.

 

 

 Telefon,sinyaller aracılığı ile  uydudan da takip edilebilmekteydi.Ergin’in yerini öğrenmek isteyenler onu rahatlıkla bulabilirdi.O anda Nalân’a sert bir şekilde bakan yazar,kızı korkutmuştu.

 “Ne oldu?”

 “Beni burada soran oldu mu?”

 “Hayır.”

 “Peki buna benzer bir şey oldu mu?Beni odamda görüp çok şaşıran birisi,oldu mu?”

 Reis:

 “Doktor,o çok şaşırmıştı.”

 “O teknede uyuyor.”

 “Başka doktordan bahsediyorum.Özel bir hastaneden çağırmıştık.”

 Ergin telaşlı bir yüz ifadesiyle:

  “Nalân,telefonun bataryasını ve hattını çıkar ve denize at.”

  Nalân:

 “Bana da söyleyecek misin?Neler oluyor?”

 “Sen dediğimi yap!Reis motoru çalıştır.”

  Peki nasıl olmuştu.Nasıl kaldığım yeri bulabilmişlerdi.Burada yalnızca Nalân’da telefon vardı.

 

                                            ***

  

    Sistemdeki telefon devreden çıkınca karşıdaki ana bilgisayarda  uyarı belirdi.Buradaki sistem,kodlarla çalışıyordu.”Prens durumu anladı,kaçmak üzere..”

Bilgisayara birazdan gelen mesaj ikamet ettikleri yerde onları bulamayacağını söylüyordu.Özel hastanenin doktorunu aradı.Sistem kendi kendine verilen ve işlenen kodlarla tıpkı bir asker gibi emir alabiliyor ve çalıştıyordu.Doktor,adamları alıp kulübenin yolunu tuttu.Nalân,Ergin ve Reis ise gemide mavi bir yolculuk yapıyorlardı.Ergin,elindeki dürbünle etrafına bakıyordu.

   Nalân:

   “Bir şey görebiliyor musun?”

   “Görünürlerde hiç bir şey yok!”

 

 

                                                   ***

 

 

 Özge’nin hastalığı doktora gittikten sonra daha iyi anlaşıldı.Kardeşine işkence yapıldığı sırada seslere dayanamayan genç ve güzel kız psikolojik bir rahatsızlık yaşıyordu.Ergin’in bulunamaması Esra’yı da çok üzüyordu.Eşini rüyasında görüyor ve her defasında sonradan kâbusa dönen bu uykudan uyanmak istiyordu.Esra ve Özge’nin hastalıkları bir birine benzemese de tek kişi için bu durumdaydılar.

  Geçen her gün,her şeyi daha da kötüye sürüklüyordu.Abidin’in gece sinsice AVCI ailesinin evinin önünde dolaşması ve her gün resimler için tehdit telefonları almaları evi her geçen gün daha da huzursuz ediyordu.Yusuf’un köyde olmaması da korkularını arttırıyordu.

 

  Esra saate dikkatli bir şekilde bakıyordu.O anda zil çaldı.O saatte gece postacısının gelemeyeceğini de iyi biliyordu.Kapının karşısında kimseyi göremedi.Hava almak için biraz yürüdü.Yol ıssızdı,böceklerin cırıltısından başka ses yoktu.Arabasının camı önünde bıraktığı kağıtları aldı.Kapıyı açıp tekrar evine girdi.Aslı, o sırada kahve yapmaktaydı.Esra:

 “Zilin çaldığını duymadın mı?”

 “Zil çalmadı ki.”

 “Ben yalan mı atıyorum?”

 “Elindeki kağıtlar nedir?”

 “Hiç,gereksiz birkaç saçmalık.Bende bunları atmaya gidiyordum.”

 “Onlara bir de ben bakabilir miyim?”

 “Bana lazım değiller ama ilgini çekecekse bakabilirsin.”

 

 Abidin,ortağını o gece iş yerinde bırakmıştı.Evine gidip neler yapacağını kağıda döküyordu.Aklından çıkaramadığı Esra’yı da her seferinde kağıda alıp yazmaya devam ediyordu.”Hayal kırıklığı diyordu.”

 

 Kahvesini alan Aslı,kağıtları da alıp odasına çıktı.Bilgisayarı da her zaman olduğu gibi önündeydi.Araştırmaya yıllardır merak saran genç kız,kuzenini bulabilmek için tüm kağıtları en ince ayrıntısına kadar atlamadan dikkatlice okuyordu.

 

 Bir zil sesi daha duyuldu.Esra yine kapıyı açtı.Bu kez karşısında neredeyse yıllardır özlemini çektiği tek adam yani Ergin’i vardı.Üstü biraz kirli,biraz kanlıydı.

 Esra,tekrar tekrar karşısındaki adama bakıyordu.Gördüğü gerçek miydi?Yoksa sıradan bir halüsinasyon muydu?

 

 

 
  Bugün 23 ziyaretçi (32 klik) kişi burdaydı! Ergin AVCI 2020@COPYRIGHT  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol