Bölüm 43
Reis:
“Neden ben?”
“Sen benim en yakın arkadaşımsın.Senide ailem gibi görüyorum.”
“O zaman seni dinliyorum.”
“Kızım hasta.Geçen gün bir psikoloğa gittim.Kızımın davranışları hakkında biraz konuştuk.”
“Ne konuştunuz?”
“Olayı geçen hafta ve ondan bir,iki gün öncede yaşadım.Bir hastamız vardı.Kızımın ona nasıl baktığını gördüm.Şimdi bir şey görünmüyordu.Ama sevgilim,canım gibi konuşmaya başladığında önce kapıyı açıp içeri girmeyi denedim.Yapamadım,benim kızım hep gülerdi.Bir kez ağladığını görmedim.O belli ki çok aşık.Baş ucunda saatlerce ağlıyordu.”
“Kötüymüş.O çocuğu görmüştüm.Zavallıyı kötü hırpalamışlardı.”
“Ne yapacağımı,nasıl davranacağımı bilmiyorum.”
“Ama bu onu çok sevdiği anlamına gelmez.Zamanla unutur.”
Doktorun gözlerinin içine bakarak:
“Ya unutmazsa,ya hastalanırsa yavrum.O zaman ne olur doktor?”
***
Esra karnını tutuyordu.
“Ameliyathaneyi hazırlayın!”
“Erken doğum mu?”
Aslı,hemşirenin yüzüne o aptalca bakışıyla bakıyordu.Belki de bulunduğu durum ona böyle bir şey yaptırıyordu.
“Bilmiyoruz.”
Hemşire daha sonra Abidin’e baktı.
“Eşiniz mi?”
“Çok isterdim ama değil.”
“Acilen ameliyat olacak.Akrabalarına haber verin.Birde kana ihtiyaç duyabiliriz.”
“Ben verebilirim.”
Aslı,köyü aradı.Yakın zamanda tüm tanıdıkları da hastanedeydi.
Emin,Abidin’e kötü kötü bakıyordu.”Kim bu adam?Neden hâlâ burada?”
Yusuf sessizce yeğeninin yanına yaklaştı.”İsmi Abidin.Ergin’in dostuymuş.”
“Bir dakika bekle de ona bir teşekkür edeyim.”
Ameliyat başarılı geçmişti.Esra,narkozun etkisiyle uyumaktaydı.
Emin:
-Bizim köyümüze taşınmışsınız.
-Evet.
-Ben yaptıklarınızdan dolayı teşekkür ederim.
-Önemli değil.Kim olsaydı aynısını yapardı.
Adam,izin isteyerek hastaneyi terk etti.
***
Nalân,küçük kasaya benzer kumbarasından paralar çıkarıyordu.Kapı aniden açılıverdi.Reis,kızına bakıyordu.
“Sen ne yapıyorsun?”
“Babacığım,çok sıkıldım,biraz alış veriş yapmak istiyorum.”
“Çarşıya mı çıkacaksın?”
“Evet.”
“O zaman gelirken ekmek ve soğanda almayı unutma.Akşama ziyafet vereceğiz.”
Kız,babasının dediklerini anladı.Çarşıya çıktığında kuyumcunun önünde durdu.Yüzüklere bakıyordu.Yaşlı adam kızı içeriye davet etti.
“Buyur kızım?”
“Ben yüzük alacaktım.”
“Tek taş pırlanta mı?”
“Hayır,nişan yüzüğü.”
“İsmini söyle de çabucacık istediğin yüzüğü yapayım.”
“Birisinin ismi Kerem diğerinin ise Nalân.”
“Kerem ve Nalân,mutluluklar dilerim.”
“Genç kız,yaşlı adama sırıtıyordu.Teşekkür ederim.Ne zamana olur?”
“Bir,iki saate kadar hazırlarım.”
“Pekala,döndüğümde yüzükler hazır olursa sevinirim.”
Genç kız kuyumcudan çıktıktan sonra içinden geldiği gibi davranıyor.Hatta hiç yapmadığı şeyleri yapıyordu.”Şarkı söylüyordu.”
Bir yandan da kuyumcunun vitrinine bakıyordu.”O artık benim.Onu çok seviyorum.Babamın neşesi yerinde olduğuna göre bu akşam onunla da konuşacağım.”
Genç kız yoluna devam etti.Mutluydu,Ergin ise her şeyden habersiz küçük kulübede dinleniyordu.Daha öncede gördüğü kâbusa benzer şeyler hayal ediyordu.”
“Gelin,damat,aile ve de çocuk.”
Hafızasını ne kadar zorlasa da bir şey çıkaramıyordu.Hep aynı yer,bir ev ve dört tarafı duvarla çevrili bir oda,başka hiçbir şey yok!”
Ve durmadan dua ediyordu.”Allahım bana yardım et!”