Beynimdeki KARA LEKE-Yazı DİZİSİ
  14.Bölüm
 

                         

                  14.BÖLÜM

 

  Alper köyde kendine ev bakıyordu.Bu sırada onu köyün muhtarı gezdiriyordu.

Yolda yürürken belkide en son karşılaşmak istediği birisi ortaya çıkıverdi.’Dedesi..’

 Dede:

 -Köyümüze hoş geldin evladım.

 Alper:

 -Hoş bulduk dedecim.

 -Muhtar konuğumuzun yeri var,öyle değil mi?

 Muhtar:

 -Kendilerine ev bakıyoruz.

 -Evladım yol yorgunusundur,istersen bize gelebilirsin.

 -Efendim rahatsızlık vermeyeyim.

 -Ne rahatsızlığı,sen hele bir gel bakalım nereden geliyorsun?

 -Samsun efendim.

 -(Dede biraz şaşkındır ve yüz ifadesini gizleyemez.)Samsun ha!Uzakmış.Muhtar sen kahvehanene dönebilirsin.Ben delikanlıyla konuşmak istiyorum.

 Alper içinden ‘sanki içimi okuyor öyle canım yanıyor ki ‘dedi ve az da olsa kederlendi.

 -İsmin nedir evladım?

 -Alper efendim.Sizin öğrenebilirmiyim?

 -Emin.Bize burada Hacı Emin’ler derler.

 Evin tokatını araladım,içeri girdiğimde kuzenlerim karşımdaydılar.Dedem anneanneme seslendi.’Karı Tanrı misafirimiz var!’

 Hiç değişmemişlerdi.Hepsinle teker teker tanıştım.Evden ırakta olsam onlara yakın olacaktım.Çünkü aynı yerde soluk alıyorduk.Sohbet sohbeti açtı.Bir telefon çaldı arayan muhtardı ve bana ev bulduğunu söylüyordu.Alper kalkmak için izin istedi,evi beğenmişti ve satın aldı.Muhtar evi gezdirdikten sonra oradan ayrılmıştı.Bu sırada Alper’de evi döşemesine döşemişti ama bir çok eksiği vardı.Bunlardan en önemlisi özen gösterdiği temizlik geliyordu.Köyün tecrübeli insanı olan Emin dedesinden yardım istedi.Alper:

 -Dedeciğim evimin temizliğe ihtiyacı var.Tanıdık birileri varsa evimi toparlayabilirler mi?

 -Olabilir.Kızlarımı düşündüm ama onlar evlidir.Senin adına köyde birkaç kişi araştırabilirim.

 -Parası neyse ödemeye hazırım.Yeter ki şu evim bir toparlansın.

 -Yanlış anlıyorsun.Biz burada herkese yardım ederiz.İmece gibi düşün,para hiçbir şekilde söz konusu olamaz.

 Yaşlı adamın yanından ayrılan Alper kısa süre sonra evine  gitti.İçinden mırıldandı.’Basamaklar toz içinde..Kitap rafları toz içinde..Eskimiş olan evin camları bile toz içinde..Ve ben hala bu toz kokulu hayatta,temiz bir yaşam arıyorum.’Dedem sanki herşeyi biliyor gibi hali vardı.Onu çok iyi tanırım.Son zamanlarımı onlarla paylaşamasamda tabi beni öldü bildikleri günden beri,dedemi hiç böylesine gözlerimde beni aradığını görmemiştim.Hep beni aradı tabi ben olması gerektiği gibi Alper KARACA idim.

 Bir akşam üstü iki genç kızla beraber gelen yaşlı adam kızlara evi gösterdi.Sonra onları Alper’le tanıştırdı.Birinin adı Zeynep diğerinin ise Elif’ti.Alper kızlara temizleyecekleri yerleri gösterdi onlarda yazara hiç problem yaratmadan evi temizlemeye koyuldular.

 Zeynep esmer tenli,siyah saçlı ve denize benzeyen gözleriyle hakikaten çok güzel bir kızdı.Elif’in Zeynep’e göre daha ağır başlılığı vardı,eli çok hızlıydı,çalışkandı ve temizliği bitirine kadar Alper’e hiç sorun çıkarmadı.Zeynep arasıra sinirlenip,herşeyi döküp kırsada yazar hiç birine kızamıyordu.Bir gün onlara bir teklifte bulundu.Bekar bir adamın yani kendisinin odasını,eşyalarını toparlamaya yardım etmelerini istedi.

 Zeynep:

 -Efendim zaten bir hafta içerisinde herşeyi toparladık.

 Alper:

 -Demek istediğimi anlamadınız.Sadece temizlik işlerimle uğraşacaksınız.Biriniz veya ikinizde çalışabilirsiniz.Beni patron değilde arkadaş gibi görürsünüz.Bende sizin ne ihtiyacınız varsa karşılarım.Para istenmiyormuş haksız mıyım?

 Elif:

 -Haklısınız.Ama burada yanlış anlaşılır.Şehirde değilsiniz.

 Alper:

 -Anladım.Siz ailenizle bir görüşün.İsterseniz size parada verebilirim.

 Kızlar evi temizledikten sonraoradan ayrıldı.Elif:

 -İyi birisine benziyor.

 Zeynep:

 -Güzel teklifte bulunuyor ama köylünün diline dolandın mı yandın?İnsanın adını kötüye çıkarırlar.

 -Neden?

 -Neden olduğunu mu soruyorsun?Köydesin,hangi aile bekar bir adamın hizmetlisi olmaya izin verir?

 -Doğru söylüyorsun.

 Elif içini çekti.’Bu yaz düğünüm olacaktı,biraz para fena olmazdı..’Dedi.

Asfaltı inek pisliği kokan yolda yürümeye devam ettiler.İkiside pek mutsuz görünüyordu.

 Ama aynı gece Elif,ona önerilen iş hakkında ailesinle konuşuyordu.’Bir ihtimal’ dedi içinden.Belki izin verebilirler diyerek konuyu ailesinle paylaştı.Ailesi kızının çeyizini toparlamasınıda istiyordu,böyle güzel bir teklifi geri çeviremediler.Elif çok sevinçliydi.Ailesi önce patronunu ziyaret etmeyi düşündü.Onu tanımak ne işle uğraştığını öğrenmek istiyorlardı.

 Alper sürekli olarak bilgisayarında yazılar yazıyordu.’Yazarım’dedi.Elif kısa süre sonra yazarın evine temizliğe gitmeye başladı.O da,Alper’de birbirlerine kısa sürede alıştılar.Beraber aynı abi-kardeş ilişkisi yaşıyorlardı.

 Bir gece yarısı Alper,terli bir halde uyandı.Bir bardak su içti ve tekrar başını yastığa dayadı.Gözünü açtığında babasının ve dedesinin yıllar önceki görünümünü hayal ediyordu.Dedesi,babasına ‘Ersin buradan artık git,seni görmek dahi istemiyorum!’Diyordu.Alper başını kaldırdığında gördüğü hayalin etkisinden kurtulamıyordu.O hafta buna benzer tuhaf kabuslarla uyanıyor,davranışlarınıda değiştiriyordu.Bir sabah Elif ile sohbet ederken gördükleri hakkında yorum yapmasını istemişti.Alper:

 -Elif,sen kabusların gerçek olduğuna inanır mısın?

 -Hayır inanmam.Pek inandırıcı gelmez bana gördüklerim,hepsinin hayal olduğunu bilirim.

 -Ya bu hayal ile gerçeğin bir ürünüyse..Bunadamı inanmazsın?

 -Başıma hiç böyle birşey gelmedi.Yoksa  siz buna benzer bir olay mı yaşadınız?

 -Bunuda nereden çıkardın?

 -Öyle bir sordunuz ki sanki yaşadığınızı varsaydım.

 -(Alper,Elif’e bakarak)Benim en büyük kabusum sevdiğimden ayrılmak oldu.

 -Ayrıldınız mı?

 -(Alper başını öne eğdi)Hayır!Ayrılmadık,o öldü.

 -Çok affedersiniz,sizi üzmek istemezdim.

 -İşini bitirdiysen şu kağıtta yazılan ihtiyaçları bakkaldan alır mısın?

 -Peki Alper Bey alırım.

 -Hımm!Birde bana Bey demeyi bırak.Ağabey yeterli benim için..

 

 Yine aynı hafta yine korkunç rüyalar görüyor ve hep ağlıyordu.Sabah ezanı ile bilgisayarının başına oturuyor,gece geç saatlere kadar yazılarını bitirmeye çalışıyordu.Masasında iki resim vardı.Biri sevdiği,belki kalbine ondan başka hiç birisini sokamayacağı tek aşkı..Esra’sı..Diğeride bir çok sırlarını paylaştığı çok sevdiği kuzeni Aslı’nın resimleri hep masasının baş ucundaydı.Onlara bakıp arada kederlenince kendini içkiye vuruyordu.Elinden içkisini hiç bırakmıyordu.Sevdiği için değil az da olsa unutmak için içiyordu.Hayata yeni sayfa açmak için onları unutması çok güç olacaktı.Herşeyi değiştirmekte yeni bir yaşamın başlangıcı olacaktı.Bu yüzden ne resimlere bakıp hatırlamak istiyor ne de kağıtlarına bakıp onları geri getirecek bir neden aramıyordu.

  Köyde neredeyse dördüncü ayını geride bırakmıştı.Dört ay boyunca her gece aralıksız gördüğü kabuslar onu hasta etmişti.Elif,Alper’i hep kötü görüyordu.Genellikle yüzü solgun,gözlerinin altı siyahımsı bir renk şeklini alıyordu.

Elif,ağır başlılığını koruyordu.Alper’i hep soğuk kanlılıkla dinliyordu.

Alper:

 -Sana kabusları sorduğumda inancının az olduğunu söylemiştin.Gerçekle bağlantısı olamaz demiştin.

Elif:

 -Evet Alper Abi.

 -Sana gerçek ve sonradan yaşanılan bir olay anlatmak istiyorum.Yakın bir arkadaşımı kaza yaparken görmüştüm.Bir de baktım hakikaten akşamı kaza yapmış.

 Elif’in tüyleri diken diken olmuştu.Böyle korku dolu olaylara kendini inandırmak istemiyordu.Öğleye doğru Alper,uzandığı kanepede yine şekerleme yapıyordu.

 Yusuf:

 -Ahmet!Ergin’in izini hala bulamadılar mı?

 Ahmet:

 -O hayatta değilmiş.

 -Sana inanmıyorum!Aldığım duyuma göre yaşıyormuş,sen biliyorsun ve benden birşeyler saklıyorsun?

 -Sende gereğinden çok fazla sessiz kalıp üzerime geliyorsun.Bilsem şimdi gidip öldürmez miyim?Hem ağzımı çok arıyorsun.Yusuf bana neden kazık atıyorsun?

 -Sana kazık attığım yok!Eğer yerini bilsem seni alıp işi kökünden bitirmeyi istemez miyim?

 -(Ahmet içinden mırıldanıyordu)Eğer yerini kendim bulursam,onun yanınada seni gömeceğim.

 -Bir şey mi söyledin Ahmet?

 -Hayır.Tabi ki olur dedim.

Aynı akşam Yusuf’un yanından ayrıldıktan yirmi dakika sonra kapısının önünde bir mektup buldu.Mektupta Ergin AVCI’nın nerede olduğu yazıyordu.”Köyünde gizleniyormuş,bu benim aklıma nasıl gelmedi.”Dedi.O sırada Yusuf ile tartışması aklına geldi.Onu öldürecekti.Saat on buçuğa geliyordu ve haftanın ilk günüydü.

 Alper yine uyandı.Bu gördüğü rüya değil gerçeğin ta kendisiydi.Ahmet saatini kontrol etti,ona on vardı.Yağan yağmura aldırmadan,hemen evinde Yusuf’u öldürme planı yapıyordu.

  Ahmet,kardeşini öldürmeye gidecekti.Alper yani Ergin orada olacak,kabusunu kontrol altına alacak,hiç birşeyi değiştirmek zorunda kalmayacaktı.Dokuz gibi kardeşinin evine gizlice girdi ve Ahmet’i beklemeye başladı. 

 

 

 
  Bugün 75 ziyaretçi (101 klik) kişi burdaydı! Ergin AVCI 2020@COPYRIGHT  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol