69

 

 

 Emin’in aklında hâlâ Ergin’in,Esra’ya hangi sözü verdiği takılıydı.Emin:

 “Ergin seni hiçbir zaman yarı yolda bırakmam ama bu söz neyin nesidir?”

 Ergin:

 “Sana söyleyemem.”

 “Tamam öldür o zaman adamı.Ne olacak biliyor musun?”

 “Bilmiyorum.”

 “Yine hapishaneye gireceksin.Vazgeç şu inadından bırak o silahı, daha fazla tartışıp kavga etmeyelim.”

 “Kimse beni doğru bildiğimden döndüremez.Bu kimseye sende dahilsin.”

 “Tamam Ergin.Nasıl biliyorsan öyle yap.”

 

 

                                               ***

 

   Aslı,Özge’yi Fırat’tan ayrı tutmak için plan yapıyordu.Fırat ise hem Özge’ye hem de Aslı’ya olan aşkını seçmekte zorlanıyordu.Sabaha karşı dükkanın önünde bekleyen Aslı aniden Fırat’ın yakasına yapıştı.”Bizden ne istiyorsun?”

 Fırat:

 “Amacım sizi üzmek değil.Ben seni çok seviyorum.”

 “Bende sana karşı olan hislerimi anlamaya çalışıyorken şu olanlara bir bak.Sana bir şey sormak istiyorum.”

 “Ne soracaksın?”

 “Hem Özge’yi hem de beni mi idare ediyorsun?”

 “Hayır.Ben böyle bir şey yapmıyorum.Özge’yle görüştüğüm doğrudur.Senin için görüşüyorum.Ben çekingen bir yapıya sahibim.Özge’den bana yardım etmesini istedim.”

 “Ne dedi?”

 “Bana karşı olan hislerini söyledi.”

 “Ona da bir şey anlatılmaya gelmiyor.”

 Fırat gülümseyerek dükkana geçmelerini söyledi.”İstersen içeri geçelim hava biraz soğuk.”

  Aslı’nın yüzü solgundu.Yaptığı hatayı düzeltmeye çalışıyordu.

 Aslı:

 “Olabilir.Az önce davranışımdan ötürü senden çok özür dilerim.”

 “Önemli değil.Unuttum bile..”

                                               ***

 

   Ergin,doktorun ofisine vardığında Emin’in arabada beklemesini istedi.Sekreter,Ergin’i biraz beklettikten sonra içeri aldı.Doktor gülümsüyordu.

 “Sonunda,tıpış tıpış ayağıma kadar geleceğini biliyordum.”

 Ergin:

 “Buraya geldim.Çünkü yarım kalan bir hesabı bitirmek istedim.”

  Hesap dedi.Koltuğuna yayılarak güler bir yüzle,Ergin sinirliydi.

  “Evet hesap.”

  Doktor:

 “Yolun sonu denilen yere geldin.”

 “Burası son mu?”

 “Hâlâ inanmıyorsun değil mi, hâlâ kabul edemiyorsun?”

 “Neyi?”

 “Sen hastasın.Etrafındakilere bir bak.Onlara neler yaptığını bir gör.Ben sadece görevimi yaptım.Peki sen ne yaptın?”

 “Ne yapmışım?”

 “Beni görevimden aldırdın.Düşmanın olacak insana yardım etmemi istedin.”

 “Sen doktor değilsin.”

 “Öyle mi dersin?”

 “Evet.”

 “Buradan kurtulmanın bir yolu var.Şikayetini geri al kaldığım tedaviye devam edeyim.Ya da seni kendi haline bırakıp hasta edeyim.”

 “Ben hasta değilim.”

 “Ama öylesin.”

 “Pekala hasta olduğumu varsayalım.O zaman prens ve prenses nedir?Hayal görüyorum diyelim.Her şeyi mantıklı bir şekilde devam ettiriyorum.O zaman kurduğum bu paranoyayı bozan bu şey nedir?”

 “Yazar olman.”

 “Ne dedin?”

 “Tüm sıkıntın beyninin içinde izin ver tedavi edeyim.”

 “Beni kandırma.Son tedavinde beni deney faresine çevirmiştin.”

 “İzin ver.”

 “Artık yeter ben çok sıkıldım.”

 

 Cebinden çıkardığı silahı doktorun kafasına dayadı. Ergin:

 “Doktor hikaye öyle veya böyle bitecek ama sende bana prens ve prensesin kim olduğunu söyleyeceksin.”

 

 Doktor,Ergin’in hırsla kararmış gözlerine baktı.Korkudan dizlerinin bağı çözülmüştü.